PSİKOTERAPİ

İçindekiler

Bireysel Terapi

 

“Hayatımda neler oluyor? Ben bunların ne kadarını istiyorum?” kişinin kendi içine sorduğu belki de en önemli sorulardan. Bipolar bozukluğun uzun süreli tedavisinde başlıca amaç hastalık dönemlerinin olabildiğince uzun bir süre ya da hiç ortaya çıkmaması, ortaya çıkacak olsa bile bu dönemlerin daha az belirti ile kolay atlatılmasıdır. Diğer bir önemli nokta ise hastaların kişisel sorumluluklarını alabilmelerine ve toplumsal açıdan olabildiğince işlevsel olmalarına çalışılmasıdır (Simon ve diğerleri, 2008).

Klinik deneyimim bipolar bozukluk tanısı alan kişiler ile çalışırken ön plana çıkan sorun alanlarının özel müdahalelere gerek duyduğu yönünde oldu. Elbette her bir öznenin terapide yola çıktığı nokta biricik ve herhangi bir tanı genellemeye yöneltmemeli. Diğer taraftan benzerlikleri ve ortak noktaları göz ardı etmeden tedavi planımı terapi sürecinde de sürekli yenilediğimi ve güncel bir yaklaşımla çalıştığımı belirtmek isterim. Bu bağlamda bipolar bozukluk tanısı alan danışanlarla bireysel yetişkin terapisi ve travmaya yönelik EMDR terapisi, grup terapisinde SBET ve ilişki problemlerine sahip danışanlarla çift terapisi ile çalışmanın iyileştirici olduğunu gözlemledim ve klinik pratiğime ekledim.

EMDR

(Göz Hareketleri ile Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme)

EMDR’nin nasıl çalıştığı henüz tam olarak bilinmemekle birlikte, EMDR’nin yaşantıların yeniden işlenmesini nasıl iyileştirdiğiyle ilgili olası mekanizmalar hakkında devam eden araştırmalar bulunmaktadır. Araştırmacıların hem fikir oldukları konu şu: şimdiki zamanda meydana gelenler, geçmiş yaşantılar sonucu ortaya çıkan ve danışan için halen bir üzüntü kaynağı olan olumsuz düşünceleri, duyguları ve fiziksel duyumları tekrar uyarabilmektedir. Görünen o ki, EMDR bu olaylar arasındaki ilişkiyi değiştirerek, hem geçmiş hem de şimdiki zamanda yaşanan olaylarla ilgili, mevcut olarak yaşanan stresi büyük ölçüde azaltmaktadır.

Uygulama Basamakları:

1) İlk adım danışanın geçmişiyle ilgili bilgi almaktır. Terapist danışanın EMDR için uygunluğunu analiz eder, uygun bir tedavi planı çıkarır ve EMDR’la çalışılacak olay belirlenir.

2) Terapist danışana EMDR sürecini açıklar ve danışandan onay alır. Terapist danışanla beraber, seanslar süresince ve/veya sonrasında onu rahatlatacak bir “güvenli yer” belirler.

3) 3-6 adımlarında EMDR ile çalışılacak anı belirlenir ve EMDR prosedürü kullanılarak işlenmeye başlanır. Danışan çalışmak istediği anıyı en iyi anlatan resmi seçer ve bu resme baktığında kendisiyle ilgili düşündüğü olumsuz inancı belirler.

Bu olumsuz inancın yerine o resme baktığında kendisiyle ilgili neye inanmak istediği belirlenir ve şu anda resme baktığında kendisiyle ilgili olumlu inancın ne kadar geçerli olduğunu 1 ile 7 arasında değerlendirir. O resimle ilgili duyguları, 0 ile 10 arasında rahatsızlık derecesi ve bu resmi düşündüğünde bedeninde oluşan sıkıntıları belirledikten sonra bir sonraki adım olan duyarsızlaştırmaya geçir.

4) Duyarsızlaştırma aşamasında danışan çalışmak istediği resmi, bu resme baktığında kendisiyle ilgili düşündüğü olumsuz inancı, duygularını, bedeninde yaşadığı sıkıntıyı düşünerek terapistin yaptığı çift taraflı uyarıma (göz hareketleri, ses ya da küçük dokunuşlara) odaklanır.

5) Yerleştirme aşamasında danışanın kendisiyle ilgili belirlediği olumlu inanç çift taraflı uyarımla yerleştirilir.

6) Beden tarama aşamasında danışan onu rahatsız eden resmi düşünüp bedenini tarar ve bedeninde herhangi bir rahatsızlık olup olmadığını belirler. Bedensel rahatsızlıklar çift taraflı uyarım kullanılarak duyarsızlaştırılır ve yeniden işlenerek giderilir.

7) Kapanış aşamasında terapist danışana bir sonraki seansa kadar çalışılan resimle ilgili ortaya çıkan duygu, görüntü ya da bedensel duyumları not etmesini belirtir ve bu gibi durumlarla başa çıkabilmesi için çeşitli rahatlama egzersizleri gösterir.

8) Bir sonraki seans değerlendirme aşamasıyla başlar. Bir öncesi seans ve daha sonrasında ortaya çıkan değişimler değerlendirilir. EMDR seanslarından sonra danışanlar genellikle çalışılan anıya bağlı duygusal rahatsızlığın ortadan kalktığını ya da büyük bir ölçüde azaldığını ve önemli bir ölçüde içgörü kazandıklarını belirtmektedirler.

Edinilen bu duygusal ve bilişsel değişiklikler, danışanların, davranışlarında ve kişisel yaşamlarında olumlu değişimlere yol açmaktadır. EMDR travma başta olmak üzere birçok psikolojik zorlukla başa çıkmada etkinliği kanıtlanmış ve geniş ölçekte kullanılan bir psikoterapi tekniğidir. Özellikle bipolar bozukluk söz konusu olduğunda travmatik yaşantıların deneyimli bir psikolog ile çalışılması, atakların travmatik yanlarına yönelik emdr tedavi sürecine katkı sağlayabilir. 

Grup Terapisi

Ruhsal iyileştirme, grup psikoterapisi kapsamında her bireyin bir başkasının iyileştirilmesinde sorumlu olduğu bir alanı kapsar. Gruba karılan birey hem kendinden hem de gruptan sorumludur. Gruba katılan kişi “Ben kendime bakarken başkasını da görebilmeliyim. Başkasının da -tıpkı benim gibi- kendisine bakarken beni görebileceğini bilmekteyim” yaşantasını öğrenmiştir. Bu öğrenmesi kendisine bakışında yeni bir derinlik kazanmasına yol açar. O, artık hem kendisi hem de kendisini seyreden olmuştur (Şentürk-Cankorur, 2016).

İstanbul Üniversitesi, İstanbul Çapa Tıp Fakültesi Psikiyatri servisinde doktora tezim kapsamında grup terapilerine başladım. İzlediğim yöntem ve klinik sonuçlarını kısaca özetlemek isterim.

Not: 2021 yılında pandemi şartları iyileştiğinde yüz yüze grup terapileri tekrar başlayacaktır. Detaylı bilgi için iletişim adresime yazabilirsiniz.

Sosyal Biliş ve Etkileşim Terapisi (SBET)

Şüphesiz ruh sağlığı alanı diğer sağlık alanlarına kıyasla farklı birçok dışsal faktörün etkisi altında tedavi haritasını oluşturmaktadır. Bu etki faktörleri arasında yer alan aile ilişkileri, sosyal hayat ve iş yaşamı özellikle hastaların bireysel terapilerinde üstesinden gelmeyi bekledikleri hedefleri arasındadır. İlk olarak 2005 yılında Amerika’ da bir hastanede Penn ve arkadaşları tarafından şizofreni hastaları üzerinde uygulanan programın başarısı üzerine bipolar bozukluk için de uyarlaması 2013 yılında hayata geçirilmiştir (Lahera ve ark., 2013). Dünyanın birçok ülkesinde uygulanan bu terapi modelinin içeriği ise iş yaşamında karşılaşılan temel sorunlarından biri olan sosyal ilişkiler noktasına nörobilişsel anlamda ışık tutmasıdır. Öncesinde ele alınan sosyal biliş ve zihinselleştirme kavramlarının iş yaşamından somut ve görsel örneklerle paylaşılıyor olması, yapılandırılmış ve sınırları iyi belirlenmiş bir çerçevede çalışma olanağı sağlamaktadır. 

Bireysel terapi olarak da yürütülebilen bir grup terapisi tekniği olan SBET ilk olarak 15 haftalık bir program halinde hastanelerde uygulanmaya başlanmış, özgül hedefler belirlenerek geliştirildiğinde 8 haftaya kadar kısaltılabilmiştir (Zhang ve ark., 2019). Bipolar bozuklukta iş yaşamı odaklı olarak 8 hafta planlanan SBET oturumları haftada bir olarak, 40 dakikalık iki bölüm ve 10 dakikalık bir ara ile birlikte toplam 90 dakika sürmektedir. İş yaşamının stresli ve gergin zamanlarında yaşanılan durumu parçalara ayırarak tekrar incelemeyi ve sağlıklı açıdan değerlendirmeyi öğretebilmek adına karşıdaki kişinin yüz hareketlerini doğru anlayabilme dahil içerisinde birçok pratik uygulamayı barındırmaktadır.

OturumAşamalarİçerik
1-2Birinci Aşama: Tanıtım ve duygularSBET ve sosyal bilişin tanımı, grup etkileşiminin sağlanması. Sosyal durumlarda duyguların önemine yönelik gözden geçirme.
3-5İkinci Aşama: Durum değerlendirmesi yapabilme becerisiBir durumun sonuçlarını öngörebilme yetisi, atfetme becerisi, belirsizlik karşısında tolerans, gerçekler ile tahminler arasındaki farkı kavrayabilme ve daha gerçekçi tahminler yapabilmek için delillerin gözden geçirebilme becerisi.
5-8Üçüncü Aşama: Bütünleştirme becerisi kazanma (Transfer)Öğrenilen becerileri bütünleştirme ve günlük yaşama yansımalarını fark etme, genelleştirebilme becerisi.

SBET Uygulamasının Klinik Gözlem Sonuçları

SBET uygulaması sonrasında elde edilen klinik bulgular zihinselleştirmeye dayalı grup terapisinin işlevselliğin yukarıda bahsedilen boyutlarında istatistiksel bir anlamlılık yaratarak gelişme sağladığını ancak mali boyutun daha uzun sürede ilerleme kaydedilecek bir alan olduğunu göstermektedir. Grup Terapisi sonrasında bazı danışanların işe başladığı ya da mesleki kazanım sağlayacakları kurs vb. etkinliklere başladıkları bilinmektedir.

Damgalanmaya karşı direnç kapsamında SBET’ nin grup etkileşimi doğrultusunda hastalara kendileri ile benzer süreçler yaşayan kişiler ile bir arada bulunma fırsatı yarattığı için bu alanda fayda sağlamaktadır. Yüz okuma ve duyguları tanıyabilme alanlarında hastaların zorlandıkları ve bu alanda ki uygulamaların hastalar üzerinde şaşırtıcı bir etki bıraktığı gözlemlenmiştir.

Son oturumun bir vedayı, ayrılmayı içermesine rağmen bipolar hastaların en çok zorlandıkları ‘bir işi sonuna kadar sürdürebilmek ve bitirmek’ ile ilgili bir anlamlılık taşıdığı bilinmektedir. Bu da katılımcılar açısından son oturumun bir veda dışında başarılı bir bitiş olarak yorumlanmasında etkili olmuştur. Çalışma bittikten sonra hastalarla yapılan bireysel değerlendirme görüşmelerinde programın büyük oranda etkili ve faydalı bulunduğu anlaşılmıştır.

Çift Terapisi

“İkiniz, birbirinizi ve kendinizi oldukça önemsiyor olmalısınız, çünkü enerjinizin çoğunu kavgaya ayırıyorsunuz. Önemsemeyen ve farklı olmayan çiftler kavga etmezler. Sizin kavganız kavgaya değer bir şey olduğunu gösteriyor.”

Her ilişkide sorunlar görülebilir ancak bazen sorunlar çiftlerin derin bir hayal kırıklığı yaşadıkları boyuta gelip ilişkinin-evliliğin devamını sorgulamaya kadar gidebilir. Bu olumsuz gidişatı durdurmak bazen çiftlerin kendi problem çözme becerileri ile mümkün olsa da özellikle hayatın getirdiği yeni sorunlara karşı yeni stratejiler geliştirmek gerekebilir. Bu noktada bir çift terapistine ihtiyaç olduğu söylenebilir. Çift terapisi seanslarını eğitimlerini aldığım iki ekolün katkısıyla uyguluyorum; Stratejik Aile Terapisi ve İmago Çift Terapisi. 

Sorunlu İlişkilerin Sonuçları:

Stresli bir ilişki-evlilik taraflar üzerinde unutulmaz izler bırakabilir. Acı, endişe, kaygı…vb. yüksek gerilimli duygular depresyona yol açabileceği gibi bipolar bozukluk tanısı alan kiişiler açısından atakları tetikleyici nitelikte olabilir. İlişki çıkmaza girdiğinde eğer önlem alınmazsa gidişat domino taşlarının yıkılması gibi evliliği bitirme noktasına getirebilir. Bu nedenle sorunların büyümesini, çözülmez hal almasını beklemeden problemi tespit edip çözümlemek gerekir.

Evlilik Terapisi Nedir?

İlişkilerin üstünde çalışmaya istekli olmaları halinde,  çoğu kişi evliliklerini yeniden keyifli hale getirebilir. Kimse evliliğe mükemmel eş olarak başlamaz. Evlilik; kendini anlamak, eşini anlamak, tartışmayı bilmek, problem çözmek ve farklılıkları kabul edebilmek gibi bazı beceriler gerektirir. Bazen yetiştiğimiz ailedeki etkili olmayan, olumsuz davranış kalıpları, ilişkiye taşınabilir, kimi zaman da yaşamın güçlükleri mutlu bir evlilik sürdürmeyi zorlaştırabilir. Terapi ile çiftlerin birbirini insan olarak görmesi hedeflenir, karşısındakinin kişilik özelliklerini anlamaları ve uzaklaştırılabilecek farklılıklarını kabul edebilmeyi öğrenme sağlanmaya çalışılır.

Eşiniz Terapiye Gitmek İstemezse Nasıl Bir Yol İzlersiniz?

Bazı insanlara toplumsal şartlanmalar veya kişilik yapıları nedeniyle sorunları için yardım istemek güç gelir. Bazen de ilişkideki çatışmanın sonucu olarak eşlerden biri terapiye gelmek isterken diğerine onun isteğine direnebilir. Çoğu zamanda yapılan hata; danışmanlık alma çözüm önerisini kavga esnasında veya problemin yoğun olarak yaşandığı bir anda, olumsusz duygular henüz yatışmamışken gündeme getirmektedir. Böyle bir yaklaşım terapiye başlamayı engellemekte veya geciktirmektedir.

Kavga sırasında eşlerden biri psikoloji yardım almayı önerdiğinde bunu bir eleştiri veya hasta kişi suçalaması olarak algılamakta ve tepki gösterebilmektedir. Eğer tüm çabalarınıza ve teşviklerinize rağmen eşiniz terapiye gitmeyi reddediyorsa kendi başınıza birşeyler yapmaya başlayabilirsiniz. Tabi ki tek başına problemli bir evliliği düzeltmek zordur ama en azından bir evliliğk veya aile terapistiyle konuşmak, ilişkide yaşanan sorunlarda kendi rolünüzü görebilir, çatışmayı çözümlemede ve ilişkiyi geliştirmede sizin neler yapabileceğiniz , eşinize nasıl yaklaşacağınız konusunda bilgilenebilir ve belki onu terapiye ikna konusunu terapistin desteği ve yönlendirmeleriyle başarabilirsiniz. Bazen eşlerden biri danışmanlık almaya başlayıp da kendine yaptığı değişimlerle ilişkide bir gelişim sağlayınca, diğer eş evliliklerinde yaşanan bu gelişme ile psikoterapi sürecine güven duymaya başlayıp sonradan sürece katılmayı kabul edebilmektedir.